Yükseköğretim Yönetimi

Yükseköğretim Yönetimi sürdürülebilirlik ve dünyada yer alan üniversiteler ile rekabet gibi bir eğitim kurumunun sektördeki varlığının çağın gerekliliklerine uygun şekilde yönetilmesini ele alır. Yükseköğretimden istenen toplumsal ve endüstriyel beklentiler her geçen gün artmakta ve değişkenlik göstermektedir. Bu değişim ve beklentileri karşılamak için yürütülen yükseköğretimde sistem kurma ve yeniden yapılandırma sürecinde deneyimler, araştırmalar ve bilimsel gerçeklerle yola çıkmak, sürekli güncellenen performans kriterlerine ulaşmada anahtar bir rol üstlenmektedir.

Kanunlara uyumluluk ve esaslı bütçeleme yapılması yükseköğretim yönetiminin öncelikleri arasında yer almaktadır. Yükseköğretimde gelir yönetiminde kurumun kaynaklarını artırmak ve gelir kategorilerini çeşitlendirmek stratejik olarak büyümek isteyen kurumlar için üzerinde durulması gereken önemli konulardan biridir. Kendi bütçeleri üzerinde kontrol kurmak isteyen yapılar için gelir potansiyelinin iyi gözlemlenmesi ve optimize edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle yükseköğretimde doğru fiyatlandırma ve kontenjan planlama büyük önem taşımaktadır.

Sistemin en değerli parçası, insandır.


Yükseköğretimin finansmanın verimli şekilde yönetilmesi gelir ve giderlerin düzenlenmesine ve sürdürülebilirliğe katkı sağlamanın yanında kurum kültürü ile birleştiğinde başarıyı getirmektedir. Bu bağlamda başarılı bir yönetim için kurumlar yükseköğretimde sistem kurma ve yeniden yapılandırmanın üstünde durmalıdır. Sistemin en değerli parçası, insandır. Yükseköğretimde insan kaynağının baş aktörleri olan akademisyenlerin ve personellerin sisteme dahil edilme sürecinin kurumun yapısına, kültürüne uygun, planlı ve verimli şekilde yönetilmesi kurumun markalaşma ve kurumsallaşması yolunda önemli bir adımdır.

Bir kurumun insan kaynakları yönetimindeki başarısı büyük ölçüde çalışanlarının yetkinliğine, inisiyatif alma becerisine ve etkililiğine bağlıdır. Çalışanlar hemen hemen tüm organizasyonların en kilit bölümünü temsil etmektedir. Bu sebeple kuruluşlar doğru kişileri işe almaya ve işe aldıkları kişinin kapasitelerini maksimum kullanmaya dikkat özen göstermelidir. Bu nedenle işe alım süreci kurumun başarısı için çok önemlidir. Ama yükseköğretim kurumları için insan kaynakları daha önemlidir. Bunun sebebi ise üniversitelerin ana amacı olan araştırma öğretimin çoğunlukla akademisyenler tarafından gerçekleştirilmesidir. Yükseköğretim kurumları kaliteli eğitim ve araştırmalar sağlamak, rekabetçi olmak için en iyi akademisyenlere sahip olmalıdırlar. Burada unutulmaması gereken şey en iyi akademisyenlerin en iyi öğrencileri çekeceği gerçeğidir. Ayrıca üniversiteler mevcut kaynakları verimli kullanabilecek ve en iyi öğrenme ortamı sağlamak için entegre edebilecek kaliteli yöneticilere de ihtiyaç duyar. Bu sebeple üniversiteler hem akademik hem de akademik olmayan personelin işe alımı için sağlam bir politika yani insan kaynaklarına sahip olmalıdır. İşe alım politikasının uygulamaya dökülmesi ve gerçekten işe alımlarda uygulanması için doğru uygulamalara ihtiyaç vardır. Çünkü işe alım politikası uygulaması üniversitenin sosyal, ekonomik, coğrafi, çevre ve hedef bağlamına göre üniversiteden üniversiteye farklılık gösterir. Akademik hayattan gelen ve diğer yöneticilerin konumlandırılması, eğitmen öğrenci ilişkisindeki kurum kültürünün oluşturulması için adımların düzgünce planlanması önemlidir.

Doğru kadro ile oluşturulan yükseköğretimde AR-GE ve yayın planlaması bir eğitim kurumu olarak üniversitenin esas görevlerinden biri olan araştıran, geliştiren, bilim dünyasına ve topluma katkı sağlayan marka konumunu güçlendirmesinin yanında hedeflere ulaşmada tetikleyici rol üstlenmektedir. Öğrencilerden velilere, yönetim kurulu üyelerinden akademisyenlere, personele kadar kurumu var eden tüm paydaşların oryantasyonu ve etkileşiminin sağlanması paydaş iletişimini kuvvetlendirmek ve ortak bir diyalog ortamı oluşturmak yükseköğretim kurumunun sürdürülebilir büyümesine katkı sağlar. Bu sayede yükseköğretim finansmanında ek kaynaklar elde edilir ve yükseköğretimde gelir yönetimine destek sağlanır.

Yükseköğretim yönetimi planlama öncesinde ve sonrasında her yönüyle kapsamlı bir çalışma gerektirir. Bu noktadan hareketle üniversitenin yer ve konumunun belirlenmesi de önemli bir konu başlığıdır.  Mekan seçimi yapılırken ulaşımın sağlanabilmesi, kampüste veya çevrede barınma alanlarının bulunması veya kurgulanması, yemek, dinlenmek, eğlenmek için alanların dikkate alınması ve önceden planlanması gerekmektedir. Açılabilecek yeni bölüm ve programlarla üniversitenin büyüme potansiyeli iyi hesaplanmalıdır. Üniversite ve eğitim kurumlarının araştırma ve geliştirme alanlarına ek olarak, konumu kentsel gelişim ve düzen konusunda da değerlendirilmelidir. Çağımızda üniversiteler sadece eğitim ve araştırma yapmanın ötesinde çevresinin sosyal ve kültürel gelişimine katkı sağlayıcı bir görev üstlenmektedir. Toplumsal fayda yaratmak, bilimsel araştırma ve sonuçların çevresine sağladığı katkıyı görmek için önemli faktörler haline gelmiştir.

Yeni nesil üniversiteler artık toplumla bütünleşen, girişimci ve fayda üreten kurumlar haline gelmiştir. 


Kültürel dönüşüm ile birlikte yükseköğretim kurumları hem dönüşen hem de dönüştüren rolleri ile sürdürülebilirliklerini farklı alanlara taşımaktadır. Örneğin; yenilenebilir enerji, atık yönetimi, trafik ve lojistik çözüm planları ile hem kendi hem toplumun ihtiyaçlarını daha sürdürülebilir çözümler üretebilirler. Yükseköğretimde kurum kültürü yaratılırken üniversitenin çevresindeki ve ülkesindeki ortak sorunlara çözüm bulmakta yönlendirici ve lider rolleri desteklenmelidir.

Yükseköğretimde sistem kurma ve yeniden yapılandırma süreçlerinde stratejik yönetim önemli bir yer tutar. Stratejik yönetim ile kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapılır. Bu sayede kurumun uzun dönemler başarıyla yaşaması, iç ve dış kurumlarla rekabet edebilmesi, krizleri yönetilebilmesi, karlılıkla sürdürülebilir olması, karlılık elde edilen gelirin olumlu yatırımlara dönüştürülmesi belli bir yönetim ve hedef şemasına oturtulur. Kurum amaçlarına yönelik alınacak yolun şekillenmesinde stratejik planlama, kurumun fırsatları olumlu değerlendirmesinde anahtar roldedir.

Kontenjan planlama üniversitenin ana paydaşı olan ve kurum kültürünün birincil halkasını oluşturan öğrencilerinin sisteme dahil edilme sürecini kapsar. Üniversite doluluk oranını yüksek tutmak başarılı bir yönetim stratejisinin belirlenmesi ve uygulanması ile gerçekleştirilebilir. Yükseköğretim kurumunun hedeflediği eğitim programları ve bölümlerin araştırmalarının yapılması ile bir plan oluşturulmalıdır. Geleceğin meslekleri, öğrencilerin geçmiş tercihleri, yükselen trendler, ÖSYM tercih verileri, bölgesel ve çevresel faktörler, yetkin akademisyenler, üniversite adayı hareketleri gibi birçok belirleyici kontenjan planlamaya etki eder. Bu faktörlerin iyi analiz edilmesi, hem üniversitenin istediği kontenjanların doluluk oranını yakalamasına hem de öğrenci adaylarının isteklerine doğru cevap verilmesine hizmet eder. Fazla tercih edilen bölümlerde kontenjan artırımı veya ikinci öğretim seçenekleri düşünülebilir. Az tercih edilen bölümlerde ise çağa uygunluk, tercih edilmeme sebepleri ve tanıtımın başarılı yapılıp yapılmadığı araştırılabilir. Dış paydaşlarla organize olarak doğrudan istihdam hedefli bölümlerin ve kontenjanların açılması sağlanabilir. Paydaş iletişiminin doğru yapılması ve sonuçların analiz edilmesi bu sürece olumlu katkı sağlayacaktır.

Kontenjanda doluluk hedeflerinin doğru belirlenmesi ve bu hedeflerin doğru şekilde planlanması yükseköğretim finansmanının kontrolü için de önemlidir. Hangi bölümlere ve programlara yatırım yapılacağı, hangi akademik alan ve o alanın ihtiyaçlarına bütçe ayrılacağı bu planlamayla belli olur. Kontenjan sayısına göre doğru akademik personel ihtiyacı bölüm ve programların fiyatlandırmasını da belirler. Bu sayede üniversite ve kurumlar sürdürülebilirliklerini ölçümleyebilirler ve yatırımlarını verimli şekilde kullanabilirler. Tabii ki yükseköğretimde gelir yönetimi yapılırken finansman kaynaklarının belirlenmesi ve artırılması da gereklidir. Finansman kaynağı yaratırken üniversitelerin girişimci ruhu desteklemesi, iç ve dış paydaşları bu sürece davet etmesi önemlidir.

Paydaşların oryantasyonu ve etkişiminin verimli yönetimi ile ancak yükseköğretim kurumunun sürekli yaşayan ve birbirinini destekleyen bir topluluğa sahip olması sağlanabilir. Öğretim elemanları, öğrenciler, öğrenci kulüpleri, idari personel gibi iç paydaşlar ile mezunlar, iş verenler, meslek odaları, şirketler, yatırımcılar, diğer üniversitelerin temsilcileri gibi dış paydaşlar arasında paydaş iletişiminin etkin tutulması üniversiteyi başarıya ulaştıracak fikirlerin ve üniversiteyi tercih edecek yeni adayların oluşmasını sağlayacaktır.

Yükseköğretim yönetiminde kalite ve performans odaklı sistem kurma ve yeniden yapılandırma ile kurumlar hedeflerine ulaşabilmektir. Bu bağlamda yukarıda değindiğimiz yükseköğretimde gelir yönetimi, yükseköğretimin finansmanı, kontenjan planlama, fiyatlandırma, kurum kültürü, insan kaynakları, ARGE ve yayın planlaması, paydaşların oryantasyonu, etkileşimi ve iletişimi gibi birçok başlık kurumlar için önemli bir role sahiptir. Gelecek vizyonuna ve fırsatlara odaklanmak için danışmanlık hizmetlerinden faydalanabilirsiniz.